Gebelikte Son 3 Ay Şikayetleri

GEBELİĞİN SON ÜÇ AYINDA OLAN DEĞİŞİKLİKLER

Gebelikten önce rahminizin ağırlığı yaklaşık 50-60 gramdır ve 15 mililitreden az hacim taşıyabilir. Doğum sırasında ise yaklaşık ağırlığı 1 kilonun biraz üstündedir, bebeğinizi, plasentayı ve yaklaşık1 litrehacmindeki amnion sıvısını taşımaktadır. gebeliğin sonlarındaki fiziksel şikayetlerin hemen hepsi rahminizdeki bu büyümeden kaynaklanır.

NEFES NEFESE KALMA

Gebeliğin son dönemlerinde sanki yeterince hava alamıyormuşsunuz gibi gelir. Bunun nedeni akciğerlerin hemen altındaki diyafram kası denen düz kas tabakasının büyüyen uterusun yaptığı baskı nedeniyle yukarıya doğru neredeyse 4 santim yükselmesidir. Bu çok az bir miktar olarak gözükebilir, fakat akciğer kapasitesini düşürmek için yeterlidir. Bunun sonucunda akciğerlere yeterince hava giremez. Aynı zamanda gebelikte artan progesteron hormonu, beyindeki solunum merkezi üzerine etki ederek daha derin nefes alıp vermenize neden olur. Sonuç olarak, gebelik sırasında toplam akciğer kapasitesi azalmasına rağmen, gerçekte her nefeste aldığınız hava miktarı hacim olarak artmaktadır.

Kendi rahatsızlığınız dışında, bebeğiniz ile ilgili endişelenmenize gerek yoktur. Genişlemiş dolaşım ve solunum sistemleri sayesinde bebeğiniz yeterince oksijen almaktadır.

Nefes nefese kalama durumunda öneriler:

• Vücut şeklinizi düzeltmek, hem gebelik sırasında hem de sonrasında daha iyi nefes alıp vermenizi sağlar. Oturup kalkarken sırtınızın düzgün ve omuzlarınızın arkada olmasına dikkat edin.
• Aerobik türü egzersizler de gebelik sırasında yararlıdır. Bu tür egzersizler, sizin nefes alıp vermenizi düzeltir ve nabız hızınızı azaltır. Ancak aşırı egzersizlerden kaçınmalısınız. Gebeliğin son dönemindeki egzersiz programı için doktorunuza danışın. Uyurken minderle destek olacak şekilde yatmak veya bir tarafınıza doğru uzanmak nefes alıp vermenizi kolaylaştırır.
• Nefes nefese kalmanız gebeliğin son bir kaç haftasında azalır çünkü bu dönemde bebeğiniz yavaş yavaş doğum kanalına doğru indiği için akciğerler üzerindeki baskı kalkmaktadır.
• Nefes nefese kalma gebelik sırasında sık görülmesine rağmen, daha ciddi durumlarda örneğin istirahatte bile nefes nefese kalma gibi durumlarda doktorunuza danışın.
• Bazı durumlarda kansızlık nefes nefese kalmayı arttırır, şüphelenilen durumlarda kan sayımı yaptırabilirsiniz.

KALÇA AĞRISI

Gebelik sırasında salgılanmaları artmış hormonlar kalça kemiği arasındaki eklemlerde gevşemeye yol açar. Bu kemiklerin artmış bükülebilme özelliği sayesinde bebek doğum kanalından rahatlıkla geçer. Fakat kalça eklemlerinin gevşemesi ağrıya neden olur. Gebeliğin son haftalarında görülen kalça ağrısı genellikle bir tarafta oluşur. Karın ve sırt kaslarınızı güçlendirecek egzersizler kalça ağrısını azaltabilir. Ilık banyolar da yardımcı olabilir.

Siyatik Nedir?

Kalça ve uyluk bölgesindeki ağrı, uyuşukluk ve his kaybına siyatik denir. Uterusun siyatik sinirine yaptığı basınç sonucu oluşur. İki siyatik sinir sırtınızın alt bölgesinden bacaklara ve ayaklara uzanır. Ağrı buralara kadar yayılabilir.

Doğuma yakın dönemde bebek pozisyon değiştirirse siyatik ağrısı azalabilir, ılık banyolar ve ters tarafa yatarak uyumak da ağrıyı azaltabilir.

UYKU PROBLEMLERİ

Doğum yaklaştıkça geceleri uyumanız artık iyice güçleşir. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Bir nedeni karnınızın artık iyice büyüyüp size rahat bir pozisyon sağlayamamasıdır. Diğer bir neden ise bebeğin gelişi ile ilgili duyduğunuz doğal endişelerdir. Bebeğin başının idrar torbanıza baskısı nedeniyle sık sık idrar hissi duymanız, düz yatarken nefes darlığınızın oluşması ve yalancı doğum kasılmaları uykunuzu bölen diğer sebeplerdir.

Uyku problemlerinde yaklaşımlar:

Gebeliğin son dönemlerinde uyku için en iyi pozisyon bacak ve dizleriniz bükülü şekilde yan tarafınıza yatmaktır. Sağa veya sola yatmak sırt üstü yatmaktan çok daha iyidir. Çünkü bu durum ayak ve bacaklarınızda kalbe doğru kanı taşıyan büyük damarlardaki basıncı azaltır, dolayısıyla çocuğun eşine (plasentaya) giden kanı arttırır. Ayrıca sırtınızın alt bölgesindeki basıncın azalmasını da sağlar. Karın bölgesini ve bacaklarınızı desteklemek için minderler kullanabilirsiniz.

CİLT DEĞİŞİKLİKLERİ

Kasık bölgesinin kaşınması 

Gebeliğin geç döneminde kasık bölgesinin kaşınması o bölgeyi kurutur. Kasık bölgesini nemlendirici kremlerle nemlendirmek bu rahatsızlığı azaltır.

VARİSLER

Kalbe kan taşıyan damarların kanı yukarı doğru tam olarak gönderememesi sonucu özellikle ayaklarda belirgin olmak üzere cilt altından kırmızı mor çizgiler halinde görülür. Gebelikte büyüyen bebeği desteklemek için olan dolaşım değişiklikleri, sıklıkla bu yan etkiye neden olurlar. Uterus bacak damarları üzerinde basınç oluşturduğunda varisler görülebilir veya şiddetlenebilir.

Varisler için öneriler:

Varisler hiç bir belirtiye neden olmayabilir veya hafif-şiddetli bir ağrı ile birlikte olabilir. Varislerden korunmak için veya varis ağrısını azaltmak için;

• Uzun süre ayakta kalmayın
• Ayak ayak üstüne atıp oturmayın. Bu pozisyon dolaşım problemlerini arttırabilir.
• Mümkün olduğunca ayaklarınızı havaya kaldırın. Otururken ayaklarınızı diğer bir sandalyeye atıp dinlendirin. Yatarken ayaklarınızın altına minder koyarak hafif yukarı kaldırın.
• Düzenli olarak egzersiz yapın.
• Gerekirse varis çorabı giyin.
• Varisler doğum sonrası genellikle büyük oranda iyileşirler.
• Ciddi vakalarda ilaç tedavileri gebelik sırasında verilebilir.
• Ciddi vakalarda doğum sonrası operasyon yapılabilir.

HEMOROİD ( BASUR )

Hemoroid anal bölgede bulunan damarların genişlemesi sonucu kanın o bölgede göllenmesidir. Rahminizin yaptığı basınç sonucu o bölgedeki damarların yukarı doğru akışı bozulur. Hemoroid sonucu görülen en önemli belirtiler kanama, kaşıntı ve ağrıdır.

Hemoroid için öneriler:

• Diğer durumlarda olduğu gibi, hemoroidlerle baş etmenin en iyi yolu korunmadır. Gebelik öncesi bu şikayetiniz varsa gebeliğinizden önce uygun tedavi almanız ya da bu mümkün olmadıysa gebeliğin erken dönemlerinde önlem almanız uygundur.
• Kabızlıktan kaçının. Bu nedenle meyve, sebze gibi yüksek lifli diyet ve bol miktarda sıvı alın, ayrıca düzenli egzersiz yaparak kabızlıktan korunun.
• Her tuvalet sonrası anal bölgeyi çok iyi temizleyin, yumuşak tuvalet kağıdı kullanın.
• Ilık banyolar, duş şeklinde veya oturma banyosu olarak rahatlama sağlanabilir.
• Özellikle sert sandalyeler üzerinde fazla oturmayın.
• Anestezik pomadlar belli bir ölçüde rahatlama yapabilir.

İDRAR KAÇIRMA

Büyüyen rahmin idrar torbası üzerine uyguladığı artmış basınç zaman zaman idrar kaçırmanıza neden olur. Bu rahatsız edici belirti gülerken, hapşırırken ve öksürürken oluşur. İdrar torbası fazla doluyken daha çok olur. Doğum sonrası genellikle kaybolur.

İdrar torbanızı sıkıştığınız her an boşaltın (sık tuvalete çıkın, idrarınızı fazla tutmayın). Sık boşaltma idrar torbanızın dolu olmasını önler.

BEBEĞİN HAREKETLERİ

Bebek hareketleri ilk gebeliklerde 18-20. haftalarda, ikinci gebeliklerde daha erken 16-17. haftalarda hissedilmeye başlar. Gebeliğin son dönemlerinde bebeğin kilosu artmaya devam ederken rahmin içinde hareketlerini daha iyi hissedersiniz. Son üç ayda bebeğin hareketleri daha sık ve daha şiddetli olacaktır. Bebeğin hareketlerinde ani bir azalma bir problemi işaret edebilir. Gebeliğin son dönemlerinde bebeğin hareketlerini etkileyen birçok faktör vardır.

• Açlık durumunuz veya tokluk haliniz (bebeğiniz siz açken az hareket edebilir).
• Pozisyonunuzun nasıl olduğu (bebeğiniz en iyi sol yanda yatarken hareket eder).
• Dışarıdan gelen sesler (bebeğiniz 24. haftadan sonra duyabilir, özellikle kalın seslere tepki verir)
• Hastalık halinde olmanız durumunda bebeğin hareketlerini az hissedebilirsiniz.
• Aşırı yorgunluk durumunda bebeğin hareketlerini az hissedebilirsiniz.
• Aktif ve ya çalışan kadınlar bebeğin hareketlerini her zaman algılayamazlar.

Bebek hareketlerini hissedemiyorsanız şekerli bir gıda (meyve suyu, reçel vs) alarak, sessiz bir odada, sol yana yatış pozisyonunuzda uzanın. Elinizle bebeğinize sevme ya da dokunma hareketleri yapabilirsiniz. Bu pozisyonda en az bir saat beklediğinizde genellikle bebek hareketlerinizi hissedersiniz. Eğer bebek hareketlerini hala hissetmiyorsanız doktorunuzla görüşmeniz yerinde olacaktır.