- 9 Haziran 2016
- Cüneyt Genç
- Gebelik Takibi ve Doğum
Gebelikte hipertansiyon, en sık görülen tıbbi problemdir. Yaklaşık gebelerin %8-11 inde görülür. Hipertansif bozukluklar gebelik hipertansiyonu, preeklempsi ve kronik hipertansiyon olarak ayrılır.
Kronik Hipertansiyon:
Gebeliğin 20. haftasından önce tansiyonun 140/90 dan büyük olmasına kronik hipertansiyon denir.
Tansiyon ölçümünde püf noktalar vardır. İlk ölçümde sağ ve sol kol birlikte ölçülür. Her iki kol arasında 10 mmHg fark olabilir. Sonraki ölçümlerde sağ kol kullanılır. Koldaki kan basıncı otururken en yüksek, yan pozisyonda en düşüktür. Kan basıncı 3-5 dakika oturur pozisyonda kaldıktan sonra ölçülür. Tansiyon aletinin kol genişliği önemlidir. Kolun %80 ‘ini örtmelidir. Eğer kol çapı 33 cm’den büyük ise özel üretim geniş cuflı aletler kullanılmalıdır. Otomatik makineler ile ölçümler mutlaka civalı tansiyon aleti ile karşılaştırılmalıdır. Tansiyon uykuda ve sabah uyanıklığında düşüktür en yüksek değeri sabah 11,00 ile gece yarısı arasındadır.
Kronik hipertansiyonlu gebelere öneriler
• Gün içinde en az 2 kez sol yan pozisyonda 1 saat dinlenin. Unutmayın ki bebeğinize giden kan akımını en çok bu şekilde arttırabilirsiniz.
• Ağır egzersizlerden ve aşırı yorulmaktan kaçının.
• Tam tuzsuz diyet yapmayın! Ancak ekstra fazla tuz kullanmayın.
• Oturmak dinlenmek demek değildir. Yatarak daha iyi dinlenirsiniz.
• Eğer diastolik tansiyon (küçük tansiyon) devamlı 80’in üzerinde ise ilaç tedavisi başlanmalıdır.
• Yakın takip önemlidir. Bebeğiniz gelişme geriliği ve su azalması (oligohidramnios) gibi komplikasyonlar yönünden sık sık değerlendirilmelidir.
• Bebek aspirini ya da kalsiyum tedavileri kronik hipertansiyonda anne-bebek sağlığı açısından faydalı olabilir.
• Bebeğin değerlendirilmesi 28-30. haftalardan sonra yakından yapılmalıdır.
• Gebelikte kronik hipertansiyon plasentanın rahim duvarından erken ayrılmasına (ablatioplasenta) neden olabilir. Bu durumda karın ağrısı ve vajinal kanama görülür.
• Bebeğinizde gelişme geriliği ve oligohidramnios (su azlığı) tesbit edilirse bebeğinize non-stress test, biofizik profil ve dopler USG yapılarak rahim içerisindeki sağlık durumu değerlendirilir. Eğer testler anormal ise bebeğin doğurtulması önerilir.
Burada zamanlama çok önemlidir. Anne genelde her şeye rağmen bebeğin içerde kalmasını ister. Oysa hekimler bebeğin içerde beslenemediğini, oksijensiz kaldığını bildiklerinden doğurtmak isterler. Anne karnındaki bebekler oksijensizliğe çok duyarlıdırlar. Oksijen eksikliğinde genelde NST ve dopler testleri bozulur. Hipertansif bir gebede, bebekte gelişme geriliği ve su azlığı varsa, bunun yanında NST ve dopler bulguları anormal ise doğum geciktirilmemelidir. Genelde bu tür durumlarda rahim ağzı doğum için hazır olmadığından ve doğumun hemen gerçekleşmesi istendiğinden sezaryen tercih edilir.
[lbmn_authorbio]
Son Yazılar
- Sadece Hamile Kadınların Yaşayabileceği 10 Şahane Duygu 12 Ağustos 2024
- Sezaryen Sonrası Normal Doğum 28 Haziran 2024
- Poli Kistik Over Sendromu 28 Haziran 2024